Olay, geçtiğimiz haftalarda İstanbul’un Beylikdüzü ilçesinde meydana gelmişti. Ekrem İmamoğlu’nun seçim çalışmaları kapsamında kurulan bir tanıtım standına elinde bıçakla yaklaşan bir kişi, çevredeki görevlileri tedirgin etmişti. Saldırgan, stantta görevli gönüllülere doğru tehditler savurmuş, bıçağı rastgele sallayarak saldırı girişiminde bulunmuştu.
O anlar cep telefonu kameralarına yansımış, görüntüler sosyal medyada kısa sürede yayılmıştı. Olay yerine hızla müdahale eden polis ekipleri, şüpheliyi etkisiz hale getirerek gözaltına almıştı.
Gözaltına alınan saldırgan M.E.K., ifadesinde herhangi bir siyasi amaç taşımadığını, sinirlerine hakim olamadığını ve "İmamoğlu’na karşı öfke duyduğunu" söylemişti. Savcılığın talebi üzerine M.E.K., Adli Tıp Kurumu’na sevk edildi.
Yapılan muayene sonucunda, şüphelinin akıl sağlığına ilişkin bir dengesizlik tespit edildi. Uzman raporunda, “kişinin cezai sorumluluğunu etkileyebilecek düzeyde psikolojik rahatsızlık bulgularına rastlandığı” belirtildi.
Bu gelişmenin ardından savcılık, şahsın cezai ehliyetinin tam olup olmadığının detaylı incelenmesi için hastanede yatışının devamına karar verdi.
Dosyayı değerlendiren İstanbul 14. Asliye Ceza Mahkemesi, saldırganın toplum güvenliğini tehdit edebilecek potansiyel taşıdığına dikkat çekerek adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verdi. Bu kapsamda şüpheli M.E.K.’nin:
Haftada bir gün karakola imza verme,
Belirli alanlara yaklaşmama,
Seçim ve miting alanlarına giriş yasağı,
Ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde gözlem sürecinin devamı
şartlarıyla serbest bırakılmasına hükmedildi.
Mahkeme, sanığın psikiyatrik tedavisinin düzenli olarak takip edilmesine ve raporların savcılıkla paylaşılmasına da karar verdi.
Saldırının ardından İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden gelen açıklamada, olayın kamu düzenine açık bir tehdit oluşturduğu ve siyasetin demokratik sınırlar içinde yürütülmesi gerektiği vurgulandı.
Açıklamada şu ifadeler yer aldı:
“Sayın Başkanımız Ekrem İmamoğlu’nun halkla buluşma çalışmalarına yönelik yapılan bu tehditkâr girişimi kınıyoruz. Kimden ve ne şekilde gelirse gelsin, bu tür provokasyonlara boyun eğmeyecek, halkla temasımızı kararlılıkla sürdüreceğiz.”
Olayın ardından birçok siyasi parti ve sivil toplum kuruluşu, şiddet eylemlerine karşı ortak tepki gösterdi. Seçim dönemlerinde siyasi aktörlere yönelik artan saldırıların demokrasiye zarar verdiği ifade edilirken, güvenlik önlemlerinin artırılması gerektiği çağrıları yapıldı.
Özellikle saha çalışması yapan gönüllüler için güvenlik zafiyetine dikkat çekildi. Bazı siyasetçiler, benzer olayların tekrarlanmaması için daha caydırıcı yasal düzenlemelerin gündeme alınması gerektiğini vurguladı.
İmamoğlu’nun standına yapılan saldırı, sosyal medya kullanıcıları arasında da geniş yankı buldu. Birçok kullanıcı, bu tür eylemlerin siyaseti kutuplaştırdığını ve kamuoyunda korku yaratmayı amaçladığını ifade etti. Bazı kullanıcılar ise güvenlik açıklarına dikkat çekerek, “Siyasi görüş ne olursa olsun, herkesin can güvenliği sağlanmalı” mesajları verdi.