26 yaşındaki Emrah A., 2022 yılı yaz aylarında İzmir’in Buca ilçesinde kayıplara karışmıştı. Gencin ailesi, o dönemde kayıp başvurusunda bulunmuş; polis, jandarma ve AFAD ekipleriyle geniş çaplı bir arama başlatılmıştı. Ancak aradan geçen zaman içinde herhangi bir iz ya da ipucuna ulaşılamamıştı.
Emrah’ın cep telefonunun en son sinyal verdiği nokta incelenmiş, çevredeki güvenlik kameraları taranmış ve olası kaçırılma senaryoları dahi gündeme gelmişti. Ailesi ve yakın çevresi sosyal medyada kampanyalar başlatarak kamuoyunun dikkatini çekmeye çalışmıştı.
Kayıp vakasının üzerinden tam 24 ay geçtikten sonra, Emrah A.’dan gelen bir ihbar, emniyet birimlerini harekete geçirdi. Şaşırtıcı olan ise gencin bulunduğu yerdi: İstanbul’da bir sağlık kuruluşunun çevresinde, sokakta yaşıyor ve kimliğini gizliyordu.
Emrah’ın uzun süredir herhangi bir kimlik belgesi taşımadığı, çevresindekilere adını farklı söylediği ve kendi isteğiyle toplumdan uzaklaştığı ortaya çıktı. Polis ekipleri tarafından yapılan kimlik tespitinin ardından ailesine haber verildi. Aile üyeleri İstanbul’a giderek Emrah’ı hastanede ziyaret etti.
Ailesiyle tekrar bir araya gelen Emrah A., ilk ifadesinde uzun süredir psikolojik sorunlar yaşadığını ve kendi isteğiyle ortadan kaybolduğunu söyledi. “Kimseden kaçmadım, sadece herkesten uzaklaşmak istedim” diyen genç adamın, sokakta yaşadığı süre boyunca farklı illere gidip geldiği ve kimliğini gizleyerek yaşamaya çalıştığı belirtildi.
Görüşmeler sırasında gözyaşlarına boğulan ailesi ise “Oğlumuz yaşıyor ya, başka hiçbir şeyin önemi yok” diyerek duygularını ifade etti. Yetkililer, Emrah’ın sağlık kontrolünden geçirildiğini ve psikolojik destek sürecinin başlatıldığını duyurdu.
Emrah A.’nın ifadesine göre, kaybolduğu dönemde ciddi bir depresyon süreci yaşıyordu. Sosyal baskılardan uzaklaşmak, kimseyle temas kurmamak ve yalnız bir yaşam sürmek istediğini belirtti. Bu süreçte herhangi bir suça karışmadığı, kimseyle iletişim kurmadan yaşadığı tespit edildi.
Psikologlar, bu tür durumların sanıldığından daha sık yaşandığını, özellikle genç bireylerde ağır stres, başarısızlık kaygısı ya da travmalar sonucu ani kaybolmaların söz konusu olabileceğini ifade ediyor.
Emrah A.’nın kaybolduğu süreçte ailesi, sosyal medyada #EmrahBulunsun etiketiyle kampanyalar düzenlemiş, televizyon programlarına başvurmuş ve kayıp afişleriyle kamuoyunun ilgisini diri tutmaya çalışmıştı. Ancak herhangi bir ipucu elde edilememesi ailede umutsuzluk yaratmıştı.
Oysa Emrah, bu sürede büyük şehirlerin arka sokaklarında, dikkat çekmeden yaşıyor; yardım kuruluşlarından temel ihtiyaçlarını temin ediyordu. Kimlik bilgilerini açıklamaması ve iz bırakmaması, bulunmasını oldukça zorlaştırmıştı.
Emrah A.’nın bulunmasıyla birlikte sosyal medya kullanıcıları büyük bir şaşkınlık yaşadı. Birçok kişi, “Bu kadar süre nasıl fark edilmeden yaşadı?”, “Hiç kimse onun kim olduğunu anlamadı mı?” gibi sorular yöneltti. Psikolojik olarak yardım arayan bireylerin görünmez hale gelmesinin toplum açısından alarm verici olduğuna dikkat çeken sosyal medya yorumları gündeme oturdu.
Bazı kullanıcılar ise olayın mutlu sonla bitmiş olmasından memnuniyet duyduklarını belirtirken, benzer vakalara daha fazla hassasiyet gösterilmesi gerektiği vurgulandı.
Konuyla ilgili açıklama yapan bir klinik psikolog, “Kendi isteğiyle kaybolan bireyler genellikle ağır depresyon ya da kimlik arayışı süreçleri yaşıyor. Bu durumlar, sosyal çevrenin anlayışsızlığı ve destek eksikliğiyle daha da derinleşebiliyor” dedi. Ayrıca ailelere bu tür süreçlerde sabırlı olmaları ve profesyonel destek almaktan çekinmemeleri yönünde tavsiyelerde bulundu.
Yetkililer, Emrah A.’nın sağlık durumunun iyi olduğunu, gerekli tedavi ve danışmanlık sürecinin başlatıldığını, ailesiyle yeniden bağ kurmasının da psikolojik iyileşme süreci için önemli bir adım olduğunu belirtti. Gelişmeler kamuoyu tarafından yakından izlenmeye devam ediyor.