Son günlerde Türkiye’nin kamu yayıncılık kurumlarından biri olan TRT, özellikle siyasi içerikli yayınları nedeniyle eleştirilerin hedefi olmuştu. Bu kez CHP Genel Başkanı Özgür Özel, TRT'nin tarafsızlık ilkesini ihlal ettiği gerekçesiyle sert bir açıklama yaptı. CHP lideri, TRT’nin yalnızca hükümetin görüşlerini yansıttığını ve muhalefet partilerinin sesine yeterince yer vermediğini öne sürdü. Özgür Özel, TRT’nin kamu yayıncılığı yapma misyonunu yerine getirmediğini vurguladı.
TRT, Türkiye’nin devlet destekli tek kamu yayıncısıdır ve yasalar gereği tarafsızlık ilkesine uymak zorundadır. Ancak, yıllardır TRT’nin tarafsızlığına dair tartışmalar sürmekte. Son dönemde ise bu tartışmalar daha da alevlendi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yaptığı açıklamada, TRT’nin hükümetin propaganda aracına dönüştüğünü iddia etti. Özel, "TRT, halkın vergileriyle finansman sağlarken, sadece iktidar partisinin sesi olmuştur. TRT’nin, halkın tüm görüşlerine eşit mesafede durarak yayın yapması gerektiği gerçeği göz ardı edilmektedir" ifadelerini kullandı.
Özel, TRT’nin yayınlarını izlerken muhalefet partilerinin görüşlerinin genellikle göz ardı edildiğini, iktidar partisine ise sürekli olarak yer verildiğini belirtti. Özellikle seçim dönemlerinde TRT’nin tarafsız bir medya organı olarak hareket etmediğini öne süren CHP lideri, bu durumun demokratik bir toplumda kabul edilemez olduğunu söyledi.
Kamu yayıncılığı, devletin, toplumun her kesiminden insanı eşit şekilde temsil etmesi gereken bir anlayışı ifade eder. Bununla birlikte, TRT, halka hizmet etmekle yükümlü bir kurumdur ve devletin finansmanıyla yayın yapar. Ancak kamu yayıncılığı ilkesinin, sadece hükümetin bakış açısını yansıtması, demokrasiye zarar verir. Özgür Özel, TRT'nin görevini yerine getiremediğini ve halkın farklı görüşlerinin bu platformda yeterince temsil edilmediğini dile getirdi.
Özel, TRT’nin halkın doğru bilgilendirilmesi noktasında önemli bir görev üstlenmesi gerektiğini belirterek, "TRT’nin tek görevi, halkın doğru bilgiye ulaşmasını sağlamaktır. Bu platformda sadece hükümetin değil, tüm siyasi görüşlerin yer bulması gerekir" şeklinde konuştu.
Son dönemde, muhalefet partilerinin sesinin medyada yeterince yer bulmadığına dair eleştiriler artmıştı. Özgür Özel, bu durumun en bariz örneklerinden birinin TRT yayınlarında yaşandığını belirtti. TRT’nin özellikle hükümetin politikalarını sürekli olarak savunurken, muhalefet partilerine dair eleştirilere yeterli yer verilmediğini ifade etti.
CHP lideri, TRT’nin muhalefet liderlerine yönelik programlarda genellikle negatif bir dil kullandığını, buna karşın iktidar partisi liderinin her açıklamasına geniş yer verildiğini öne sürdü. Bu tür yayın politikalarının, halkın tarafsız ve bağımsız bilgiye ulaşma hakkını ihlal ettiğini savunan Özgür Özel, TRT'nin topluma adil bir şekilde hizmet etmesi gerektiğini söyledi.
Türkiye’de medya sektörünün, hükümetin etkisi altında olduğu sıklıkla tartışılan bir konu. TRT’nin bağımsızlığını kaybetmesi, medya özgürlüğü için ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu bağlamda, Özgür Özel, medya organlarının bağımsızlığının korunması gerektiğine vurgu yaparak, devletin medya üzerinde baskı kurmasının demokrasiyi zayıflattığını söyledi.
Özel, “Medya, bir ülkenin demokrasi sağlığı için çok önemlidir. Eğer medya bağımsızlığını kaybederse, halk doğru bilgiye ulaşamaz ve demokratik denetim mekanizmaları işlevsiz hale gelir. TRT'nin hükümetin çıkarlarına hizmet etmesi, basın özgürlüğüne büyük bir darbe vuruyor" dedi.
TRT’nin tarafsızlık ilkesine uymaması, yalnızca CHP tarafından değil, diğer muhalefet partileri tarafından da eleştirilen bir konu oldu. Muhalefet partileri, özellikle seçim dönemlerinde TRT’nin yayınlarının büyük ölçüde iktidar partisine yakın olduğuna dikkat çekiyor. Bu durum, seçmenlerin farklı siyasi görüşlere sahip olmasına rağmen, sadece bir perspektifi görmelerine neden olabilir.
Muhalefet, aynı zamanda devletin medya organlarının sadece hükümetin sesini duyurması ve diğer siyasi görüşlere yer vermemesi durumunun, seçim sonuçlarını etkileme potansiyelini taşıdığını savunuyor. Bu bağlamda, Özgür Özel’in yaptığı açıklamalar, sadece TRT’yi değil, Türkiye’deki tüm kamu yayıncılarını, bağımsızlıklarını ve şeffaflıklarını gözden geçirmeye davet ediyor.